Milyonlarca işçi arkadaşımızın heyecanla, umutla beklediği, enflasyonun acımasızca emekçilerin alım gücünü düşürdüğü ve geçim şartlarına karşı ülkeyi yönetenler tarafından umut dağıtılan asgari ücret nihayet açıklandı.
Geçmiş yıllarda, tarafların müzakeresi ve asgari oranda bile olsa uzlaşısı ile belirlenen asgari ücret, bu sene oldu bittiye getirildi.
2025 yılında uygulanacak asgari ücret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından net 22 bin 104 TL, brüt ise 26 bin 5 TL olarak duyuruldu.
Açıklanan bu rakamlarla deyim yerindeyse dağ fare doğurmuştur.
Asgari ücret, milyonlarca işçinin temel gelir kaynağıdır ve diğer çalışanların ücretleri de büyük ölçüde asgari ücret ile doğrudan ilişkilidir.
Yıllık enflasyon vatandaşın inanmakta güçlük çektiği TÜİK'e göre bile yüzde %47 olarak belirlenmiştir.
Kasım ayı itibarıyla açlık sınırı 21 bin TL civarındadır.
Faiz yüzde 50 üzerindedir. Kira artış oranı ise yüzde 62,2 seviyesine ulaşmıştır.
Yeni yılda tüm vergi, harç ve cezalar için yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak belirlenmiştir.
Büyükşehirlerde en ucuz ev kirası 20 bin TL civarındadır.
Rakamlar ortadadır. Yaşam maliyetleri ortadadır. Emekçinin ödediği kira ortadadır.
Bütün bunlara rağmen yüzde 30 civarında bir artışı emekçiye “ne halin varsa gör” demektir.
Bu, emekçiyi yangın yerine atmaktır.
Bu yaklaşım, bu söylem, gerçeklerle bağı kopmuş bu anlayış, sosyal barışa ve sosyal devlet anlayışına vurulmuş büyük bir darbedir.
Binlerce badireden geçmiş bu halka, bu reva görülmemelidir.
Türkiye, bir işveren örgütünden ve onun hassasiyetlerinden ibaret değildir. Her yangında, her ekonomik sıkıntıda ortaya çıkan ağır faturayı emekçiler ödemek zorunda değildir.
Emekçiler, kimsenin dayatmasına boyun eğecek kadar güçsüz değildir.
Enflasyon hedefi ve enflasyonla mücadele yöntemleri, emekçilerin evine bomba atmayı, umutlarını yok etmeyi gerektiremez.
Yaşanılan ekonomik yıkımın nedeni emekçiler değildir.
İşin kolayına kaçarak faturayı emekçilere havale etmek kabul edilemez.
Emekçiler açısından dayanılacak hal kalmamıştır artık.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ öncülüğünde, ’’ZORDAYIZ GEÇİNEMİYORUZ’’ diyerek 81 ilde basın açıklamaları yapılmış, yedi bölgede geniş katılımlı basın açıklamaları gerçekleştirilmiş, Tekirdağ ve Zonguldak’ta kitlesel mitingler düzenlenmiş ve Ankara Tandoğan’da 150 bin emekçinin katılımıyla Ankara’nın en büyük mitingi gerçekleştirilmiştir. Ancak gözler kör, kulaklar sağır olmuş ve açıklanan asgari ücret rakamıyla bunu hep beraber görmüş olduk.
Güvenlik-İş Sendikası olarak açıklanan bu asgari ücreti ve asgari ücret belirleme yöntemini asla kabul etmiyoruz.
Antidemokratik 12 Eylül 1980 darbesinden kalma Asgari Ücret Komisyonu yapısı, emekçilere pazarlık süreci sağlamamakla beraber, Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ, iki dönemdir asgari ücretli çalışanları komisyona üye yaparak asgari ücretle geçinen işçilerle empati yapılmasını defalarca dile getirmiştir. Ancak rakam belirlenirken işçi tarafına rakamı söylemekten bile kaçınılmıştır.
Asgari ücret, 2024 yılının Ocak ayından itibaren zam yapılmadan bugüne dek eriyerek alım gücünü çok zayıflatmıştır. Ancak yaşam maliyeti ve ürünlere sürekli zam gelmeye devam etmiştir. Enflasyonla mücadele edemeyen hükümet, asgari ücrete gerçek zam ve enflasyon üzerinde artış yapılması beklentisine karşılık, “Enflasyon yükselir” diyen işveren cephesinin dediğini yaparak emekçileri yok saymıştır.
Güvenlik-İş Sendikası olarak başta üyelerimiz olmak üzere, kamu güvenliğine en büyük katkıyı sağlayan özel güvenlik görevlilerinin geçinemediğini teşkilatımızla birlikte her yerde haykırdık. Özel güvenlik mesleğini yerine getirirken geçim derdiyle uğraşan üyelerimizin iş yerinde sağlıklı çalışmasını nasıl bekleyeceğiz?
Kamu kurum ve kuruluşlarında, belediyelerde huzursuzluk hat safhaya ulaşmıştır. Asgari ücretin yüzdelik oranları ile çalışan özel güvenlik görevlisi üyelerimiz zor şartlar altında geçinemezken, enflasyonun hışmına uğrayan emekçilerin sesinin duyulması için ne yapmamız gerekiyor?
Maalesef TBMM’de bulunan milletin vekilleri olan seçilmiş vekiller de milletin derdinden uzak, hiçbir gücü ve yaptırımı olmayan bir hale gelmiştir. TBMM’de işçi kökenli vekillerin olmayışı, işveren yapısının kararlar konusunda etkin rol oynadığını göstermiştir.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ tarafından alınacak her türlü kararın arkasındayız.
Cennet vatan ülkemizde emekçiler sahipsiz değildir.
BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ!
Güvenlik-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
Mutlukent Mah. 1964. Sok. No : 23 Çankaya/ANKARA
+90 [312] 417 27 23 +90 [850] 441 03 45 | +90 [312] 433 32 90 | info@guvenlikis.org.tr
Hafta İçi : 09:00 - 17:30