Güvenlik-İş Sendikası olarak konfederasyonumuz TÜRK-İŞ öncülüğünde 20 Ekim’de Ankara Tandoğan’da gerçekleştirilen Emek Buluşması Mitingi'ne yoğun katılım sağladık. Genel Başkanımız Ömer ÇAĞIRICI öncülüğünde, Genel Başkan Yardımcılarımız Ahmet DURCUK ve Fevzi KARATAŞ, bölge başkanlarımız, il temsilcilerimiz, kadın kolları üyelerimiz ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen üyelerimiz, özel güvenlik görevlileriyle birlikte alanlardaydık. Erken saatlerinde Ankara Tandoğan Meydanı’na emekçiler akın etti. 'Vergide Adalet', 'Emekçiye, Asgari Ücretliye ve Emekliye Adil Gelir', 'İşsize İş, Taşerona ve KİT'lere Kadro, Sendikal Haklarımız' ve 'İnsan Onuruna Yakışır Bir Yaşam' sloganları atıldı.
Mitingde özel güvenlik görevlilerinin de haklarını haykırarak, işçilerle omuz omuza mücadeleye kararlılıkla devam edeceğimizi belirttik. Meydanda Taşerona ve KİT'lere Kadro taleplerimizi yineledik, gür bir şekilde haykırdık.
İşçiler kürsiye çıkarak taleplerini dile getirdiler.
Taşeron işçiler adına konuşan Tuncay TÜMOĞLU, kamuda çalıştığını ancak hâlâ kadroya alınmadığını belirtti.
TÜMOĞLU, taşeron işçiler adına yaptığı konuşmada kamuda taşeron olarak çalışan birçok emekçinin hâlâ kadroya alınmadığı ve bu durumun büyük bir hayal kırıklığı yarattığı ifade etti. Aynı işi yapmalarına rağmen farklı statülerde çalışmak zorunda kalan işçilerin düşük ücret ve sınırlı özlük hakları ile karşı karşıya kaldığına vurgu yaparak, bu ayrımcılığın iş barışını bozduğu ve taşeron işçiler üzerinde ağır bir baskı oluşturduğunu söyledi. Tümoğlu, taşeron uygulamasının bir an önce sona erdirilmesini ve kamuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
İşçilerden sonra Türk-İş Genel Başkanımız Ergün ATALAY kürsüye çıkarak konuşma gerçekleştirdi.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Tandoğan Meydanı’nı dolduran işçilere seslendi. Atalay, “Vergide adalet sağlanana kadar Türkiye genelinde meydanlarda olmaya devam edeceğiz” diyerek kararlılık mesajı verdi. Atalay konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Ankara, tarihinde böyle bir miting, böyle bir kalabalık görmedi. Bugün burada işçiler, asgari ücretliler, taşeron işçiler, emekliler ve işsizler bir arada. Türk-İş’e destek veren herkes burada. Artık aldığımız maaşlar, birkaç ay içinde eriyor. Bütçe görüşmeleri yakında başlıyor; vergi konusu bizim için en önemli öncelik. Hükümet yetkililerine sesleniyorum, işçilerin bu sesine kulak verin ve sorunları çözüme kavuşturun. Eskiden asgari ücretin 14 katı olan vergi dilimi, şimdi 110 bin liraya kadar düştü. Acilen yüzde 15’e sabitlenmesi ve asgari ücretin 14 katına çıkartılması gerekiyor. Emekçilerin taleplerine kulak vermelisiniz.”
Bugüne kadar kamu işçileri Türkiye’de ücretlerin öncüsü idi. Son 6 ayda öyle bir noktaya geldik ki asgari ücret seviyesine düştü. Bununla ilgili bir an evvel çözüm bulmak lazım. İş yerlerinde, evimizde huzurumuz yok. Bu ücretler ile geçinmek mümkün değil. Tek talebimiz var; zordayız geçinemiyoruz. Bu alana kulak verin. Öyle bir noktaya geldik ki emeklilikte ne oluyor? Diyorlar ki Ocak’ın 14’üne kadar emekli olanlar ile 15’inde olanlar arasında yüzde 30 fark var. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Öyle işçiler var ki, öyle önemli işler yapıyorlar. Ülkeyi yönetenler bunları görmüyor. Savunma sanayide, enerjide, sağlıkta var, iletişimde, karayollarında var. Bu arkadaşları emekli ederseniz orada silah da, top da yapamazsınız. Enerji ile ilgili yatırım da yapamazsınız. TÜİK öyle kötü, öyle adaletsiz açıklama yapıyor ki, pazara markete uymuyor. Dün aldığım çay 169 lira bugün 259 lira. Bu kabul edilebilir tablo değil. Bu ülkede emekliler var, taşeronlar, staj mağdurları var, asgari ücretliler var. Bu alanların sorunu bunlar. Bunu kim çözecek bu ülkeyi yönetenler çözecek, Meclis çözecek. Bu alandan sesleniyoruz, sesimizi duyana kadar alanlarda olacağız. Bu meseleyi anlatmaya devam edeceğiz. Bu ülkede kadınlar özgürce sokakta dolaşsın, kadın cinayetlerine son verilsin. Çocuk işçiler, tarım işçileri traktör üzerinde ölmeye devam ediyor. Bu mesele de bizim meselemiz.
Taşeron alıştırmaya devam ediyorlar. Köle gibi çalışıyorlar. Bu mesele de bizim meselemiz. Hükümetten bir an evvel çözüm bekliyoruz. Yanıt beklemiyoruz haberiniz olsun. Çatalca’da 146 kadınımızı 100 gün evvel kapının önüne koydular Suçları neydi? Örgütlendiler. Asgari ücretin altında ücret alıyorlar diye. Sonuna kadar onların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu ülke ne çekti ise özelleştirmeden çekti. Şu anda özelleştirmeye devam ediyorlar. Çayırhan’da maden işçileri, enerji işçileri özelleştirme ile karşı karşıya. Harb-İş üyeleri olağanüstü işler yapıyor. Olağanüstü savunma sanayii de işler yapıyor. Onları görmeyenlerin gözleri kör olur.
Önümüzdeki günlerde asgari ücret görüşmeleri başlayacak. Oraya asgari ücretli adına 4 işçi olacak. Onlar ne karar alıyorsa harfiyen uyacağız. Geçen sene 18 bin lira yılda iki kere olsun dediler. Örgütlendiğiniz zaman bizleri kapının önüne koyuyorlar. Merhametsiz işverenler merhametine bizi bırakmayın. Öyle bir kanun çıkarın ki işçinin lehine olsun. Mahkemeler yıllar sürüyor. Ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz, bizi işverenlerin merhametine bırakmayın. Merhametli işverenler yok mu? Var ama yüz de 90’nı merhametsiz! Her gün 5 kardeşimiz iş kazasından işçi cinayetinden can vermeye devam ediyor. Bunların öncüsü de madenciler burada. Bununla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Son günlerde ülkede olağanüstü olumsuz tablo var. Çocukları öldürenler var, at kesenler, eşek kesenler var, bize zehirli gıdalar yedirenler var. Bunlarla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç var. O marketleri boykot edin gitmeyin. Bunlar bundan anlarlar.
Aylardır iş yerlerinde alanlarda bugün de buradayız. Bizi duyun, yok saymayın yarın bunun bedelini ödersiniz. İşten atılmalar devam ediyor, iş yerlerinde kadınlara mobbing devam ediyor. Sözü yok mu ülkeyi yönetenlerin? Belediye değişiyor işçi atılıyor. İşçinin günahı nedir? Talebimiz ekmek. Ekmeğimiz ile oynamayın! Biz müdür değiliz, daire başkanı değiliz. İşçiyiz, işçi. Derdimiz ailemizi, derdimiz geçim, derdimiz vatanımız. Türk-İş, bu sloganı hiç terk etmedi. Geçinmek zorundayız. Öyle noktadayız ki, bu ücretler ile ayı tamamlamayı bırakın 15 gün geçinemiyoruz. Patronlara değil, bize bir çözüm bulun. Enflasyonu bu hale biz getirmedik. 15 gün önce vekillere emeklilik ile ilgili bir kitap yaptık, yüzde 30-35 kaybımız var. Bir grup başkanvekili “Bunların kaybı yok” diyor. Hesap kitap bilmiyor, bu nasıl bir akıl tutulması? Millete doğruyu söyleyin. Vergi ile ilgili Meclis’in tüm vekillerine 70 sayfa metin hazırladık vereceğiz. Arkasından grup başkanvekillerine gideceğiz. Hepsi anlayana kadar sokaklarda bu meseleyi haykırmaya devam edeceğiz.
Bu meseleleri Şimşek mi duyar fırtına mı bilemem. Şimşek’in dünyası ile bu alandaki insanların dünyası farklı. Bu alandan hükümete sesleniyoruz; bizi yok saymayın, işçi, işsiz, emekli, çiftçi biz bu ülkenin yüzde 60’yız. Biz sizin oy makineniz değiliz. Her istediğiniz zaman sandığa gidip size oy verme mecburiyetimiz yok. Biz bütün alanları Türkiye’de doldurmaya hazırız, iş yerlerinde işleri durdururuz.* Bu alana kulak verin, bizi yok saymayın. Biz bu dünyaya yorgun geldik, yorgun gideceğiz. Yorgun gitmek istemiyoruz. Türk-İş yönetimi adına, bu alanı dolduran 150 bin işçi adına Türk-İş’e kulak verin, sesimize kulak verin. Başta Maliye Bakanı olmak üzere hükümete sesleniyorum; dikkatli olun bu alanın sesine kulak verin, sonra treni kaçırırsınız. Enflasyonu düşüreceğim diye bizi düşürmeyin.
Mutlukent Mah. 1964. Sok. No : 23 Çankaya/ANKARA
+90 [312] 417 27 23 +90 [850] 441 03 45 | +90 [312] 433 32 90 | info@guvenlikis.org.tr
Hafta İçi : 09:00 - 17:30